Sessizlikten Söze: Ebeveynlikte ve Psikoterapide Tanıklık

Travmatik yaşantılar, özellikle de cinsel travma gibi utanç, suçluluk ve değersizlik duygularını beraberinde getirenler, kolay kolay söze dökülemez. (Bu konudan “Sessizliği Kırmak: Travmayı Konuşmanın ve Tanıklığın Gücü” başlıklı yazımda da bahsetmiştim, dileyenler buradan göz atabilir). Kişi çoğu zaman bu duyguları kendi içinde taşımaya çalışır; çünkü paylaşmak, çoğu zaman, bir başkasının yargısına maruz kalma, bu duygularla tekrar tekrar yüzleşme, ya da anlaşılamama ihtimalini barındırır.

Bu noktada akla gelen temel bir soru şu olabilir: Nasıl bir ilişki bağlamında kişinin ağır duygularını paylaşması mümkün olabilir? Kişi, ancak güven, kabul ve anlayış temelli bir ilişki bağlamında ağır ve zorlayıcı duygularını paylaşabilir. Böyle bir ilişkide kişi, duygularının yargılanmayacağını, taşınabilir ve paylaşılabilir olduğunu, yanında ona güvenle eşlik eden birinin olacağını bilir.

Kişinin duygularına sözcük bulma yolculuğu, henüz çocukken, ebeveyniyle kurduğu ilişkide başlar. Korku, öfke ya da utanç gibi taşıması zor duyguların dile gelebilmesi için, ebeveynin öncelikle duyarlı, yargılamayan ve acele etmeyen bir tutumla çocuğun yanında durabilmesi gerekir. Çocuğun hislerini anlamaya çalışan, sabırla dinleyen ve duygularının ağırlığını birlikte taşımaya hazır bir ebeveyn, çocuğun iç dünyasını güvenle paylaşabilmesini ve duygularını söze dökmesini destekler.

“İyi bir tanık” olan ebeveyn, çocuğun hislerine alan açar; çocuğun o duygulara sözcük bulmasına yardım eder ve ne kadar yoğun olursa olsun bu duyguların taşınabilir olduğunu hissettirir. Böylece çocuk, yalnız olmadığını, hislerinin paylaşılabilir, duyulabilir ve altından kalkılabilir olduğunu deneyimler. Bu deneyim, hem çocuğun zorlayıcı duygular üzerindeki farkındalığını ve düzenleme (regülasyon) kapasitesini güçlendirir, hem de gelecekte kuracağı tüm güven ilişkilerinin temeline yerleşir. Böylece ebeveynin tanıklığı yalnızca anlık bir destek sağlamakla kalmaz; çocuğun tüm yaşamına yayılan güvenli bağların, yakın ilişkilerin ve ruhsal dayanıklılığının zeminini oluşturur.

Psikoterapi ilişkisinde de benzer bir süreç işler. Terapist, danışanın en ağır, en konuşulamaz gelen duygularına tanıklık eder, ancak bu tanıklık pasif bir dinleyicilik değildir. Sabırla bekleyen, danışanın hızına saygı duyan ve duygulara yargısızca eşlik eden, oldukça aktif bir ilişkilenme halidir. Terapistin bu “kapsayıcı” varlığı, danışanın tek başına taşıyamadığı ya da taşımakta zorlandığı duygular için bir emanet alanı gibidir. Terapist, emanet aldığı bu duyguları hem danışanla birlikte hem de kendi ruhunda ve zihninde işler, anlamlandırır, sindirir ve nihayetinde bunları yeniden danışanın kullanımına sunar. Böylece danışan, güvenli bir terapi ilişkisinde, en dayanılmaz duygularının bile söze dökülebilir ve zihinde temsil edilebilir hale gelebildiğini, yeni anlamlar kazanabildiğini deneyimler. Bu süreç, travmanın yarattığı duyguların çözülebilmesini, yaşantının yüklediği anlamın değişebilmesini ve danışanın hikayesinin başka bir gözün ve zihnin tanıklığında yeniden oluşturulabilir hale gelmesini mümkün kılar.

İyi bir tanıklık demek, duyabilmenin yanı sıra, duyulana birlikte dayanabilmek demektir. Karşısındaki kişinin duygularını küçümsemeden, acının ağırlığını paylaşılabilir ve taşınabilir hale getirmeye destek olmak, bazen sessizlikte birlikte kalmayı, bazen konuşulamayan duygulara sözcük bulmasına yardımcı olmayı, bazen de sadece yanında, yargısızca var olmayı gerektirir. Gerçek bir tanıklık, kişinin acısını sır olmaktan çıkarır; söze ve paylaşılabilirliğe dönüştürerek, hem ruhsal yükünün hafiflemesine hem de dönüşüm ve iyileşme yolunun açılmasına olanak tanır.

Yazar: Klinik Psikolog Pelin Ulutaşlı

Yazar Hakkında:

Klinik psikolog ve psikoterapist. Çocuklar, ergenlik çağındaki gençler ve yetişkinlere yönelik psikoterapi ve ebeveynlere yönelik danışmanlık hizmetleri sunar.

Paylaşmak için:

İletişim:
  • +90 216 407 1222 / +90 532 061 6222
    Ethem Efendi Cad. No:31 Sim Apt. D:2
    Erenköy Kadıköy İstanbul
Çalışma Gün ve Saatleri:
  • Pazartesi - Cuma: 10:00 - 20:00
    Cumartesi - Pazar: 11:00 - 18:00

Copyright © 2025. Bu sitede yer alan hiçbir yazılı ve görsel içerik izinsiz paylaşılamaz, tümünün hakları saklıdır.